BÜLENT ÖZCAN ŞİİRİ * / Bilsen BAŞARAN

Bütün sanat yapıtlarında olduğu gibi edebiyatta da kişiliğin temel unsur olduğunu düşünüyorum. Düşüncelerinde, yazdıklarında, ürettiklerinde, yaşamının her yüzünde istenilen boyutu gerçekleştiren şair, şiirinde de yeni ufuklara çok kolay yol alabilecektir. Gerisi zaman dediğimiz dürüst seçicinin tekelindedir artık.

Özgünlüğü yakalayamayan sıradanlaşır. Bu temel kuraldır ve acımasızlığıyla korku dağıtır üretenlere. Saflar sıklaştıkça açıkta kalanlar başka saflara yönelecektir elbet ve hayat bunu dayatıyor.. dayatacak da.

Şairin ideolojik duruşu, kendi belirlediği yerindeki bakışı ve yorumları, bilincini sorgulayışındaki tutarlılığı ve şiirindeki nitelik-nicelik kısaca estetik onun gelecekteki varlığının somut tanıklarıdır ve toplumun yıkıcı sorunları karşısında şairin zırhları olarak, yutulmasını, yaralanmasını engelleyeceklerdir.

Bunları neden yazdım? Sanat varlığının tarihselliği ve öznelliğinin önemi nedeniyle. Marks’ın deyimiyle “bilmiyorlar ama yapıyorlar” ilkesi, şair için geçerli olmamalıdır ve kuşkusuz zaman “biliyorlar ve yapıyorlar” ilkesinden yola çıkan sanatçının destekçisidir, yaşatıcısıdır, parlatıcısıdır. Şairin toplumsal etik ve tarih açısından bulunduğu konumunun, ürettikleriyle; yani, şiiriyle iç içe olduğu, geliştiği savını kimse yadsıyamaz.

İşte Bülent Özcan şiiri; yaşamının, içinde kök saldığı berrak sularının, soluduğu ak pak havanın ve bozulmamışlığın dışa vurumudur, yansısıdır.

Şiir için yaşarken, ölümsüzlüğünü ilan eden (ÖLÜMSÜZ sf:72) zamanı usta dizelerle herşeyin önüne oturtarak (ZAMANLA sf:78) düşündüklerimi haklı çıkaran, böylesi uçsuz bucaksız kirlenmişlik içinde bile çocuklar, aşk, sevgi; aile, yurt ve insan dolu şiirleriyle yürek okşayan bir ozandır O.

Bülent Özcan mavinin şairidir. Şiirlerinde ak pak bir mavi hüküm sürer. Sanki mavi gökyüzünde şaha kalkmış küheylan yüzlü bir buluttur O.

Bazen dolu-kar gürletir aşağı, bazen de ılık ılık yağdırır yağmurlarını.. can, ruh,ses vererek bekleyenine.

“Yaşamak fena halde dalgınlığım” diyen şiiri, beyninin çarpıcı, kıvrak, coşkulu nüansları içinde yetmişinde bile şiirin baharında at oynatacağını muştular bize.

(NEŞTER sf:131) adlı şiirindeki umut ve yaşamın çiçekli yüzü ÖZCAN şiirinin özetidir. Bu çiçekli yüzü güldüren KAVGAM (sy: 105) şiirindeki çığlığıdır.

BÜLENT ÖZCAN’ın “EN GÜZEL BEN ÖLÜRÜM” dediği kitabında, aslında “EN GÜZELİ ŞİİRE GÜLEN YAŞAM BAĞIMDIR” dediğini duyuyorum, hissediyorum.

Bütün şiirlerinde ona has bir büyü ve albeni var. Rengi, tadı ve tınısı çok çok özel ve ona özgü olağanüstülüklerle süslü.

O güzelim incir ağacından bal damlatan, benim şiirimi elinden tutup, acıların gölgesindeki akrabası darağacını sorgulamaya götüren hassaslığı, bilgeliği ve başkaldırıyı yüreğimle kucaklıyorum.

Yaşını aşan şiiriyle, dinamik ve dostluk dolu tavırlarıyla ve en güzeli, Anadolu kokan tertemiz kişiliğiyle, yüreğimin oğlu BÜLENT ÖZCAN’ı kutluyorum.

Dil tarlana çiçekler dadansın sevgili ozan.

* Kaynak: Ankara Üniversitesi Dil Dergisi, Ankara, Sayı: 109, Kasım 2001